1 Haziran 2011 Çarşamba

Gözyaşlarımı biriktiriyorum


Birkaç yıl once mail kutuma gonderılen bu yazıyı cok sevdım 
ve noktası vırgulune bıle 
dokunmadan aktardım.
erol tanrıverdı.




Gözyaşlarımı biriktiriyorum, ilerde kendime ait bir göl yapacağım

Kenarında küçük, ağaçtan bir ev olacak

İçine küçük çiviler çakıp, özenle sakladığım büyük özlemlerimin resmini asacağım

Şöminede yalnızlığımdan kestiğim kuru odunlar yanacak ve ısıtacak içerisini, içimi

Serseri ruhumun postunu önüne serip

Üstünde, itinayla yaşadığım sevdalarımın yıllanmış şarabını içeceğim

Neden çalmıyor diye düşünebileceğim bir telefonum olmayacak

Beni bulmak isteyenler, sessizliğimin içindeki sesi takip ederek kapımı çalabilecekler

ki bu ses sadece duymak isteyenlere duyuracak kendini

Kapımın önünü, filtresini çocukluğumun renkli düşlerinin ateşlediği bir gaz lambası aydınlatacak

Bahçemde umutlarımla sulayacağım ve her mevsim yüzünü gösterecek çiçekler açacak

Pencere kenarlarına, tutkularımı yoğurarak yaptığım saksıları yerleştireceğim

Perdeler, inatçılığımın işe yaramayan parçalarından arta kalanlardan yapılacak

Ve güneş her sabah o perdelerin arasından sızarak

Vücudumun bir kadın olduğunu unutan yaralı yanlarını uyandıracak

Şarkılarımın öksüz kalan notalarını, bir anne iç güdüsüyle büyütüp; yemeyip yedirecek, giymeyip giydireceğim

Şarkılarım bir aile özlemi çekmeden atılacak hayata

Bildiğim her şeyi onlara öğretip, gün be gün güzelleştiklerini görerek sevineceğim

Kelimelerimin bekareti zamanı gelince bozulacak ve kelimelerim istedikleri cümlelerin içine girip

orgazmın doruklarına onları okuyan gözlerle beraber çıkacaklar

Güneş batımlarında, üstüme, yaklaşan karanlığın montunu alarak, kurduğum iskeleden göle olta atacağım

Misinama takılan balıklar, mangalda bekleyen heyecanlarımın kömüründe kızaracak

Her akşam masamda bir otuzbeşlik hüzün, bol zeytinyağlı gönül salatası

Üstünde bir demet maydanoz olan umut dolu bir haydari

Ve beyazlığını düşlerimden alan bir parça peynir olacak

Sigaramın dumanını alsın diye masanın bir köşesine de

Cevapsız kalan sorularımdan yaptığım bir mum yakacağım

Şarkılar sırayla dudaklarımı ziyarete gelecek

Hüznümün tuzlu göz yaşlarını melodilerimin içinde başıma taç yapacağım

Sıradan bir günün sıradan bir gecesinden geçerken, şarkılar gözlerimi uzaklara taşıyıp yakınlarıma getirecek

Özenle sakladığım bol köpüklü isyanlarımı yolluk namına içeceğim

Sarhoşluğum sadece sadık yarim yalnızlığımdan gelecek

Başımı yalnızlığımın omzuna yaslayıp, ıslanan gözlerimi ellerimin yorgun parmaklarıyla sileceğim

Hiç belli olmaz, belki de gereksiz korkularımın tahtalarından yaptığım sallanan saldalyemde geceye dalacağım

Olur da sızmazsam eğer, içimde hep benimle beraber olan sevimli haylazlığıma sarılarak uyuyacağım

Vadesi çoktan dolmuş ve sabırla beklenilen sıcak kavuşmalar girecek düşlerime

Ve her sabah yüzümde bu düşlerin bıraktığı buruk gülümsemelerle uyanacağım

İnkar edeceğim aynaya yansıyan sevimsiz bakışlarımı ve endişelerime inat

Elinde balonla bekleyen çocuk yüreğimin kapısını sevdaya aralık bırakacağım

Evet göz yaşlarımı biriktiriyorum, ilerde kendime ait bir göl yapacağım

Kenarında küçük ve ağaçtan bir ev olacak

Evim çok güzel olacak ve ben utanmadan sevişeceğim o evde bütün güzelliklerle

Ağaçlar bile kıskanacak ve gölgesini düşürecek en derin sohbetlere

Göz yaşlarımı biriktiriyorum

İlerde kendime, sularında çırılçıplak yüzebileceğim bir göl yapacağım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder