Birkaç yıl once mail kutuma gonderılen bu yazıyı cok sevdım
ve noktası vırgulune bıle
dokunmadan aktardım.
erol tanrıverdı.
Gözyaşlarımı biriktiriyorum, ilerde kendime ait bir göl yapacağım





Kenarında küçük, ağaçtan bir ev olacak





İçine küçük çiviler çakıp, özenle sakladığım büyük özlemlerimin resmini asacağım







Şöminede yalnızlığımdan kestiğim kuru odunlar yanacak ve ısıtacak içerisini, içimi





Serseri ruhumun postunu önüne serip
Üstünde, itinayla yaşadığım sevdalarımın yıllanmış şarabını içeceğim




Neden çalmıyor diye düşünebileceğim bir telefonum olmayacak





Beni bulmak isteyenler, sessizliğimin içindeki sesi takip ederek kapımı çalabilecekler
ki bu ses sadece duymak isteyenlere duyuracak kendini





Kapımın önünü, filtresini çocukluğumun renkli düşlerinin ateşlediği bir gaz lambası aydınlatacak




Bahçemde umutlarımla sulayacağım ve her mevsim yüzünü gösterecek çiçekler açacak




Pencere kenarlarına, tutkularımı yoğurarak yaptığım saksıları yerleştireceğim





Perdeler, inatçılığımın işe yaramayan parçalarından arta kalanlardan yapılacak 





Ve güneş her sabah o perdelerin arasından sızarak
Vücudumun bir kadın olduğunu unutan yaralı yanlarını uyandıracak




Şarkılarımın öksüz kalan notalarını, bir anne iç güdüsüyle büyütüp; yemeyip yedirecek, giymeyip giydireceğim



Şarkılarım bir aile özlemi çekmeden atılacak hayata





Bildiğim her şeyi onlara öğretip, gün be gün güzelleştiklerini görerek sevineceğim





Kelimelerimin bekareti zamanı gelince bozulacak ve kelimelerim istedikleri cümlelerin içine girip
orgazmın doruklarına onları okuyan gözlerle beraber çıkacaklar





Güneş batımlarında, üstüme, yaklaşan karanlığın montunu alarak, kurduğum iskeleden göle olta atacağım




Misinama takılan balıklar, mangalda bekleyen heyecanlarımın kömüründe kızaracak





Her akşam masamda bir otuzbeşlik hüzün, bol zeytinyağlı gönül salatası
Üstünde bir demet maydanoz olan umut dolu bir haydari
Ve beyazlığını düşlerimden alan bir parça peynir olacak





Sigaramın dumanını alsın diye masanın bir köşesine de
Cevapsız kalan sorularımdan yaptığım bir mum yakacağım




Şarkılar sırayla dudaklarımı ziyarete gelecek
Hüznümün tuzlu göz yaşlarını melodilerimin içinde başıma taç yapacağım





Sıradan bir günün sıradan bir gecesinden geçerken, şarkılar gözlerimi uzaklara taşıyıp yakınlarıma getirecek





Özenle sakladığım bol köpüklü isyanlarımı yolluk namına içeceğim





Sarhoşluğum sadece sadık yarim yalnızlığımdan gelecek





Başımı yalnızlığımın omzuna yaslayıp, ıslanan gözlerimi ellerimin yorgun parmaklarıyla sileceğim





Hiç belli olmaz, belki de gereksiz korkularımın tahtalarından yaptığım sallanan saldalyemde geceye dalacağım





Olur da sızmazsam eğer, içimde hep benimle beraber olan sevimli haylazlığıma sarılarak uyuyacağım





Vadesi çoktan dolmuş ve sabırla beklenilen sıcak kavuşmalar girecek düşlerime





Ve her sabah yüzümde bu düşlerin bıraktığı buruk gülümsemelerle uyanacağım




İnkar edeceğim aynaya yansıyan sevimsiz bakışlarımı ve endişelerime inat
Elinde balonla bekleyen çocuk yüreğimin kapısını sevdaya aralık bırakacağım





Evet göz yaşlarımı biriktiriyorum, ilerde kendime ait bir göl yapacağım





Kenarında küçük ve ağaçtan bir ev olacak




Evim çok güzel olacak ve ben utanmadan sevişeceğim o evde bütün güzelliklerle



Ağaçlar bile kıskanacak ve gölgesini düşürecek en derin sohbetlere





Göz yaşlarımı biriktiriyorum





İlerde kendime, sularında çırılçıplak yüzebileceğim bir göl yapacağım





Hiç yorum yok:
Yorum Gönder